Konu | İstanbul’un Kutlu Fethinde Mühendislik Harikası Şahi Topları Ve Tarihi Fatih Dökümhanesi |
Tarih | 30.05.2024 |
Konuşmacı | Burhan ERDEMLİ (Ülkü-Tek İstanbul İl Başkanı) |
Branşlar | Tarih İnşaat Mühendisliği Mimarlık Makine Mühendisliği Fizik Mühendisliği |
ÖZET
Türk tarihinin unutulmaz zaferi olan İstanbul’un fethinin elbette manevi bir ikramı olduğu kadar arka planda zamanın teknik ve mühendislik birikimlerinin çok akıllıca kullanılması etkisini de belirtmek gerekmektedir.
İSTANBUL’UN KUTLU FETHİNDE MÜHENDİSLİK HARİKASI ŞAHİ TOPLARI VE TARİHİ FATİH DÖKÜMHANESİ
Burhan ERDEMLİ (Ülkü-Tek İstanbul İl Başkanı)
Türk tarihinin unutulmaz zaferi olan İstanbul’un fethinin elbette manevi bir ikramı olduğu kadar arka planda zamanın teknik ve mühendislik birikimlerinin çok akıllıca kullanılması etkisini de belirtmek gerekmektedir.
Alemlere rahmet Hz. Muhammed (SAV) efendimizin;
‘’ İstanbul bir gün mutlaka fethedilecektir, onu fetheden ordu ne güzel ordudur, onu fetheden asker ne güzel askerdir.’’ Hadis-i Şerifine nail olmak için İslam orduları tarafından defalarca kuşatılmıştır.
Hatta bugün Eyüp Sultan ilçesine ismini veren Eyüp Sultan hazretleri Peygamber Efendimizi 7 ay evinde misafir etme şerefine ulaşmış, Peygamber efendimizin bu sözünü işitmiş ve o söze mazhar olmak için 90 küsür yaşında Arap ordularının katıldığı sefere katılmıştır. Ordu başarılı olamamış kendisi de bugün Eyüp Sultan semti olan yerde defnedilmiştir, yine kaderin bir cilvesi Türk ordusu tarafından şehir fethedildikten sonra Akşemsettin hazretleri tarafından mezarı işaret edilmiş ve bugünkü Eyüp Sultan semtindeki kabri netleştirilmiştir. Bugün hali hazırda o sefer için gelen ve İstanbul da vefat eden Sahabeler Fatih ve Eyüp semtlerinde çokça bulunmaktadır.

Elbette tarih boyu Türkler ne kadar kuvvetli olduysa İslamiyet te o kadar güçlenmiş 3 kıtaya Allah’ın nizamını yaymıştır, hal böyle olunca Hz. Peygamberin (SAV) bu hadisine mazhar olmakta Türk Milletine ve Fatih Sultan Mehmet Han a nasip olmuştur. İşte bu yüzden Türk Milleti ve onun bağrından çıkan Türk Ordusu bizim için kutsal ve halk arasında söylendiği üzere Peygamber Ocağıdır.
Fatih, Arapça, Farsça, Latince, İtalyanca ve Yunancayı çok iyi bilmesi , ilmi ve bilimsel öngörüleri çok yüksek kendini çok iyi yetiştirmiş bir entelektüeldi ve konumuz olan Şahi toplarının çizimlerinde ve mühendislik hesaplamalarıyla bizzat ilgilendiği tarihsel verilerde geçmektedir. Akşemsettin, Molla Gürani , Mola Hüsrev gibi zamanın büyük alimleri vasıtası ile hem ilmi hem dini konularda son derece iyi yetişmişti.

Yazımıza konu olan ve İstanbul ‘ un fethinde büyük öneme sahip Şahi Toplarını hakkında kısaca bazı bilgiler vermek gerekirse, bu topların yapımında Türk Mühendisler Mimar Saruca Sekban, Mimar Muslihiddin ve Macar Türkü Urban ın ortak emekleri vardır.
Bu topun yaklaşık ağırlığı 16-18 ton arası değişik tiplerine göre değişir, namlusu yaklaşık 5,5-8,5 metre arası değişik tiplere göre değişir, çapı yaklaşık 90 cm’dir. 680 kilogram ağırlığındaki güllesinin menzili 1200-1500 metredir, namlunun ucunda adeta bir sanat eseri olan harika işlemeleri vardır, tabi İstanbul’un senelerce düşmemesindeki en büyük etkilerden birisi çok sağlam olan ve kalınlığı 4-5 metreyi bulan surlarıydı , dolayısı ile esasında Fatih in emriyle dökülen Şahi topları bu surları yıkmak için bu zamana kadar savaş tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir etki ve yıkım yapmak amacındaydı.

Tabi o zamanlarda bu konuda yazılmış kesin eserler mevcut olmasa da günümüz Askeri strateji uzmanları der ki ; Fatih ten önce de top vardı ve bu toplarla çok seferler İstanbul surları topa tutulmuştu, peki o zaman İstanbul’un fethinde kullanılan topların farkı neydi ?
Burada malzemeyi doğru kullanmak ve basit bir fizik kuralı ile açıklamak gerekirse ‘ elinizle tüm gücünüzle toprağa bastırırsanız toprağa en fazla 2-3 cm girebilir ama tek bir noktaya parmağınızla bastırırsanız çok daha fazla kuvvet elde ederseniz ‘ işte bu mantık ile surlarda açılan çokça ufak gedikler sonrası esas büyük olan Şahi topları devreye giriyor ve o bölgede büyük bir yıkıma yol açıyor. Çok basit bir anlatımla birden fazla teknik ve mühendislik hesapları yapılarak farklı savaş tekniklerine yönelik topların kullanıldığını söyleyebiliriz ama elbette burada aslan payını Şahi Toplarına veriyoruz.
Yapımının yaklaşık 3 ay sürdüğü öne sürülen bu topların dökmek elbette büyük ustalık işi olmalıydı ve zamanın büyük ustası Macar Türkü olan Urban Usta vaktiyle Doğu Roma yani Bizanslılar için çalışıyordu bir şekilde onu Türk Ordusunun hizmetine almak vesilesi ile bu amaca yönelik çok önemli bir adım atılmış oldu.
Urban‘ın döktüğü ilk top İstanbul Boğazında ilk olarak denendi, kuşatmaya yardım amaçlı Boğazlardan geçiş yapmak isteyen bir Venedik gemisi bu top atışı ile batırırdı, artık psikolojik üstünlükte yavaş yavaş Türk Ordusu tarafına geçiyordu.
Urban’ın döktüğü toplar 1452 senesi Ocak ayı gibi o zamanki Edirne şimdi Kırklareli olarak geçen Demirköy den yola çıkarılmış ancak 2-3 ay sonra İstanbul önlerine getirebilmişti. Top o kadar ağırdı ki Urban tarafından 2 parça halinde döktürülmüştür, taşınmasının kolay olması amacıyla. Bu sevk yapılmadan önce Edirne’de deneme atışlarının yapılacağı sırada Fatih Sultan Mehmet tellallar göndererek halkı uyarmış, bu gürültünün kaynağını haber vermiştir.

Toplar, bazı tarihçilere göre 30 araba 140 öküzle çekilmiş ve devrilmesin diye 200 nefer (asker) görevlendirilmiştir. Evliya Çelebi, “Büyük topun önünde Kıraç Bey kumandasında on bin akıncı süvarisinden mürekkep bir kol gidiyor topu otuz, bazılarına göre elli veya atmış çift öküz müşkülatla çekiyordu.” demiştir.

Tabi fetih kolay olmamış zaman zaman netice alınamayan hücumlar olsa da Fatih ve ordusunun inadı Bizans’ı dize getirip bu imparatorluğu tarih sahnesinden silmiştir.

29 Mayıs sabahı başlayan Türk Askerinin kuvvetli taarruzu ile Sultan Fatih önderliğinde Türk Ordusu bugünkü Topkapı girişi olarak adlandırılan surlardan Sultan Fatih önderliğinde şehre giriş yaparak artık insanlık için yeni bir çağın başlaması ile son bulmuştur. İstanbul’un fethi; insanlık tarihinde adeta bir dönüm noktası olmuş, Türk Milletinin ve Türk ordusunun yıkılmaz denen surları yıkıp, girilemez denen şehre girerek binlerce yıllık devlet ve ordu geleneğinin, tecrübesinin zirve yaptığı noktalardan birisi olmuştur. Ayrıca Peygamber Efendimiz ( SAV) Efendimizin kutlu hadisine mazhar olmak ta Türk Milletine nasip olmuştur.
TARİHİ DEMİRKÖY FATİH DÖKÜMHANESİ / KIRKLARELİ – DEMİRKÖY
Doğu Roma-Bizans döneminde de demir madeni işletmesi ile bilinen bu maden ocağı 1367’de Türklerin eline geçmiş 15-19 yüzyıl aralarında dökümhane aktif olarak kullanılmış ve 19. yüzyılda, Osmanlı-Rus savaşları sırasında 1878 yılarında Ruslar tarafında yıkılmıştır. 1913’te bir İngiliz şirketine 99 yıllık imtiyaz hakkı ile devredilmiş, ancak Birinci Dünya Savaşı nedeniyle bu imtiyaz hakkı 1916’da feshedilmiştir. Demir madeni yataklarından dolayı Demirköy ismide buradan gelmektedir. Osmanlı’nın bu önemli sanayi tesisi 2001- 2015 yılları arasındaki Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Kırklareli Valiliği öncülüğündeki “Kırklareli Demirköy Osmanlı Dönemi Demir Dökümhanesi Araştırma- Kazı ve Restorasyon Projesi” ile yok olmaktan kurtarıldı
Yakın Türk tarihine bakıldığında, ilk savunma sanayi tesisi olması bakımından önemli bir yapı olan dökümhane, yaklaşık 10 bin metrekare alana kurulmuştur. Dönemin tüm teknolojileri ile inşa edilmiş tesiste enerji su kanallarında çalışan çarklar ile üretilmiş ve demirin eritilmesi için gereken yüksek kalorili ısı da meşe ağaçları ile elde edilmiş. Hatta, Fatih Sultan Mehmet döneminde bölgedeki ormanların başka amaçlarla kesilmesi yasaklanmıştır. Osmanlı zamanında tesis tam anlamıyla çalışan bir sanayi tesisiydi.

Tarihi dökümhanenin arkeolojik kazı çalışmalarından bir kesit
Bu tarihi yere bizzat gitmek nasip oldu, son derece tarih kokan ve herkesin gitmesini tavsiye ettiğim bir yerdir.2022 yılında gittiğimde içeride restorasyon devam ediyordu ama ziyaretçilerin arabalarını parkedeceği otoparkın düzenlemeleri bitmişti. Macar Türkü olan dönemin büyük ustası Urban’ın İstanbul un fethinde kullanılan Şahi Toplarını döktüğü dökümhanedir. Bu gün Kırklareli-Demirköy de bulunuyor, Osmanlı zamanı bölge Edirne olarak geçmektedir.

Bu tarihi yerin gönüllü muhafızı olan ve dernekleşerek bu tarihi esere gözü gibi bakmaya çalışan Sırrı Tayan ağabey ile tanışmak ve bazı şeyleri ondan duymak beni heyecanlandırmıştı

SIRRI TAYAN , Doğayı Ve Kültürel Değerleri Koruma Derneği (DEKAT) Başkanı Ağabey İle Sohbetimiz (2022 )
Sırrı ağabey, buranın gönüllü emekçisi değerli bir kişidir, topları döken Macar Türkü Urban’ın kesin olarak kökenin Gök Oğuzlar dan geldiğini belirtmiştir, hatta gözyaşları içinde Macaristan dan gelen Urban’ın torunlarına burayı gezdirdiğini sarılıp ağladıklarını anlatırken açıkçası bende duygulanmıştım.

Tarihi dökümhaneden bazı eserler
Ayrıca bu bölgenin ve bu madenin 1800 yıllık geçmişinin olduğu Üniversitelerden gelen Akademik heyetlerin yaptığı bilimsel çalışmalar ile ortaya konduğunu söyleyerek bana kitaplaşan yapılan bilimsel çalışmaları da göstermişti, Doğu Roma ve Bizans tan beri maden olarak kullanılan ve İstanbul un fethinde kullanılan Şahi toplarının döküldüğü tam anlamıyla bir kültür hazinemiz


TARİHİ DÖKÜMHANEDE OSMANLI SONRASI YAPILAN CAMİ RESTORASYON SONRASI

TARİHİ KAZILAR SIRASINDA ÇEKİLEN BİR FOTOĞRAF

Buralardaki mekanik aksamın çalıştırılması için gerekli olan enerjinin üstün nitelikli su gücü teknolojisi ile sağlandığı anlaşılırken, bunların 17. yüzyıl Orta Avrupa’daki metalurji teknolojileri ile aynı düzeyde olduğu; Osmanlı yönetiminin bu sırada iyi örgütlenmiş endüstriyel demir üretimini gerçekleştirdiğini ortaya koyuyor. Dökümhanede yapılan çalışmalarla çevrede metal ergitme fırını kalıntıları, depolanmış cüruf yığınları ile odun kömürü depolarının yanı sıra tarihi maden galerisi ve cevher çıkartma çukurlarının varlığı da belirlenmiştir.
ŞAHİ TOPLARI NEREDE ?
Öncelikle şunu söylemek gerek, İstanbul’un fethinde ilk defa kullanılan Şahi topları sonraki senelerde de orduda aynı isimle kullanılmaya devam etmiştir, hatta 1800 lü yılların sonuna kadar Osmanlı Ordusunda aktif görevde idi, Fatih döneminde İstanbul un fethinden sonra Çanakkale boğazına yine Sultan Fatih tarafından gönderilerek boğazların korunması sağlanmıştır.
1464 yılında Fatih Sultan Mehmet toplardan 42 tanesini Çanakkale Boğazı’nın savunması için Çanakkale Boğazı’na göndermiştir. Yüzyıllarca kullanılmadan kalan toplar 1807 yılında İngiliz donanmasına karşı kullanılmış ve beklenenin aksine kusursuz şekilde çalışan toplar bir İngiliz gemisini vurmuş ve 60 denizciyi etkisiz hale getirmiştir.
İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethi teknolojik olarak savunma doktrinlerini temelden değiştirmiştir. Bu fetihten önce kalın kale duvarlarıyla dışarıdan gelen saldırılara karşı yeterli koruma sağlanacağı düşünülürken, fetih esnasında aynı hedef bölgesine gerçekleştirilen çoklu atışlarla kale duvarlarının delindiği ve bunun sonucu savunma zafiyeti oluştuğu açıkça görülmüştür.Dolayısı ile şahi topları ve İstanbul’un fethi dünya harp tarihini de kökünden değiştirmiştir.

Görsellerde gördüğünüz Şahi topunun Sultan Abdülaziz zamanında İngiltere Kraliçesine hediye edildiği söylenmektedir, şu an gerçek olan İngiltere ‘ de Fort Nelson Kalesinde olup orada sergilendiği gerçeğidir.

İNGİLTERE ‘ DE PORTSMOUTH LIMANI’NDAKI FORT NELSON KALESİNDE SERGİLEN İSTANBUL’UN FETHİNDE KULLANILAN ŞAHİ TOPU

HARBİYE ASKERİ MÜZESİNDE SERGİLENEN BİR ŞAHİ TOPU BU MÜZEDE SERGİLENENLERİN ÇAPI NİSPETEN DAHA KÜÇÜKTÜR

EYÜP SULTAN DA SERGİLENEN BİR ŞAHİ TOPU ( FAKAT BU TOPUN TEK PARÇALI OLDUĞUNU BELİRTMEK GEREK İSTANBULUN FETHİNDE DEĞİŞİK TOPLARIN KULLANILDIĞINI YAZIMIZDA BELİRTMİŞTİK )