ÖZET:
Güneş sistemi hakkında çoğumuzun bilgisi gezegenler onların uyduları ile güneşten ibarettir. Ancak gerçekte güneş sistemi oluşurken bunların dışında birde asteroit kuşakları oluşmuştur.
Güneş merkezli sıralanırsa güneş iç gezegenler asteroit kuşağı, dış gezegenler, Kuiper Kuşağı ve Oort Bulutu olarak bir sıralama mevcuttur güneş sistemimizde. 2024 PT5 adı veriln Dünyanın geçici uydusu bu asteroid kuşağından gelmiştir.
DÜNYANIN GEÇİCİ MİNİ UYDUSU 2024 PT5
Güneş sistemi hakkında çoğumuzun bilgisi gezegenler onların uyduları ile güneşten ibarettir. Ancak gerçekte güneş sistemi oluşurken bunların dışında birde asteroit kuşakları oluşmuştur.
Güneş merkezli sıralanırsa güneş iç gezegenler asteroit kuşağı, dış gezegenler, Kuiper Kuşağı ve Oort Bulutu olarak bir sıralama mevcuttur güneş sistemimizde.
Asteroit Kuşağı kabaca Mars ile Jüpiter arasındaki bölümdür. Bu kuşakta Güneş Sistemi’nin ilk oluşum evresinden kalma birçok asteroit ve gök cismi yer alır. Son tahminlere göre bu bölgede 600.000’den fazla asteroit ve cüce gezegen bulunuyor. Bu bölgedeki kayaların asteroitlerin toplam yoğunluğu ayımızın kütlesi kadardır. Ayrıca bu bölgede bulunan en büyük cüce gezegen Ceres 1801 yılında keşfedilmiş ve uzunca bir süre güneş sisteminin 8. Gezegeni olarak kabul edilmiştir.
Kuiper kuşağı da aynı asteroit kuşağı gibi güneş sisteminin yörüngesinde öte gezegenlerinde ilerisinde hareketine devam etmektedir. Bu kuşak güneş sistemi oluşurken gaz toz ve kaya parçalarının bir araya gelmesiyle güneş ve gezegenler oluştu. Bu süreçte oluşuma girmeyen parçalar ise güneş sisteminin dışına doğru harekete başladı ve şu anki konumuna yerleştiler. Bu bölgede de irili ufaklı cüce gezegenler buz devleri ve asteroitler mevcuttur ve güneş çekim yörüngesinde hareket ederler.
En dışta ise Oort Bulutu adı verilen ve yine bu iki asteroit kuşağına benzer yapıda ve oluşumda bir küresel bir kuşak daha vardır.
İşte uzunca bir süredir dünyanın konuştuğu ve merak konusu olan 2024 PT5 adlı minik geçici uydumuz asteroit kuşağı olarak tanımlanan bölgede hareket ettiği düşünülen bir asteroittir. Yörüngesi sebebiyle 29 Eylül itibariyle dünya çekim etkisine giren bu minik asteroid 25 Kasım tarihine kadar dünya yörüngesinde bir yörünge izleyecek ardından ise kendi yörüngesine girecektir.
Sevindirici haberleri verelim öncelikle. Bu asteroid dünyaya çarpmayacak. Ayrıca boyut olarak 10 m çapında bir yapıya sahip olan bu pıtı pıtı ayımız dünyaya yakınlaşsa bile büyük bir kısmı atmosferimiz tarafından yok edilecek boyutlara sahiptir. Yaklaşık bir ay süreyle sanki dünyanın ikinci bir ayıymış gibi hareket edecek. Kötü haber ise bu asteroidi çıplak gözle, dürbünle yada amatör teleskoplarla da göremeyeceğiz. Pıtı pıtı çünkü.
Bu asteroid yörüngesi sebebiyle esasen bir çok kere dünya yörüngesine yakın hareket etmiş ve ilerleyen zamanlarda da edecektir. Burada esas konu bu asteroidi tespit eden sistemde. 7 Ağustos 2024 tarihinde Atlas Güney Afrika gözlem evi tarafından keşfedilmiştir. Peki nedir bu atlas.
Atlas Türkçe adıyla Asteroid Karasal Çarpma Son Uyarı Sistemi, Asteroid Terrestrial-İmpact Last Alert System olarak isimlendirilmiştir. NASA tarafından finansa edilen ve Hawaii üniversitesi tarafından geliştirilen sistem düzenli olarak gökyüzünü takip eden teleskoplardır. Hawaii adalarında 2 Güney Afrika’da 1 ve Şili’de 1 adet olmak üzere 4 adet aktif Atlas gözlem evleri mevcuttur. Ancak fon geldikçe sisteme ilave edilmesi planlanan yeni gözlem evleri ile uzayın görünme ve takip miktarı da artacaktır.
Atlas sistemi aktif olan şu anda dört gözlem evinde geceleri 15 dk aralıklarla gökyüzünün kamera ile kaydının alınmasını esas alır. Gözlem evinden gelen veriler merkezde toplanarak yapay zeka ve uzmanlarca incelenerek nesnelerin uzaydaki hareketi incelenir.
İşte Türk gençliği olarak hayallerimizi ve hedeflerimizi sadece dünya üzerinde değil uzay ve daha ilerisinde de kurmamız gerek. Çünkü biz daha dünya üzerinde bilim yaparken bile kendimizden emin olamazken ABD gibi ülkeler uzayı incelemeye anlamaya çalışmaktadır. Bu amaçla Türk Uzay çalışmalarına ayrılan fonun ve desteğin de artması ve uzay yolunda yapılan her bir adımın ne kadar önemli olduğu yine ortaya çıkmaktadır.
Türk genci gözünü ve istikbalini her zaman en ileriye dikmeli ve bilimde ilimde en ileri olmak için çalışmalıdır. İstikbal göklerdedir. Ne mutlu Türküm diyene.
